Binary world

Dil Endüstrisinin Geleceğinde Bizi Neler Bekliyor?

Çeviri olgusunu iletişim ihtiyacının çözüme kavuşması gereken her olay, zaman ve yerde konumlandırabilir, bu yüzden tarihini oldukça eskiye dayandırabiliriz. Yine çeviri aracılığıyla yapılan etkileşimlerde sadece dillerin değil, toplumların, kültürlerin ve düşüncelerin de buluştuğunu söyleyebiliriz. Çevirinin dil aktarımının ötesine geçerek farklı uzmanlıklara uzanan birçok dalla çerçevelendiğinin ve bu yüzden birçok bilim dalı ile çalışılması gerektiğinin altını çizebilir, bunları detaylı incelediğimizde ise çeviri biliminin karakteristik yapısında dil biliminin, kültür biliminin ve edebiyatın izlerini etkin şekilde görebiliriz. Fakat çeviri bilimi 1950’lerden beri odağını yavaş yavaş bilişim bilimi ile kurduğu bağlarla beraber teknolojiye kaydırmıştır. Özellikle son 10 yıldır uygulamalı bir disiplin olan bilgisayar mühendisliği ile yaptığı ortak çalışmaları detaylıca analiz edersek çeviri biliminin geleceğinde kelimelerle beraber kodları da göreceğimizi söylemek bir hata olmaz.

Dil endüstrisi ile ilgili haberleri incelediğimizde dil bariyerlerinin tamamen ortadan kalkması ütopyasına atıf yapan her haberin büyük bir heyecanla karşılandığı görülebilir. 1952’de makine çevirisi hakkında düzenlenen ilk konferansın ardından Peter Sheridan, Paul Garvin ve IBM ortaklığında gelen ilk uygulamadan sonra sadece uluslararası değil yerel basında da bu haberler yayınlanır.

Resim 1 – 25.04.1958, Milliyet, Sayfa 5- Tercüme Makinesi Yapılıyor

Bu alandaki çalışmaların kapsamı ve sektöre yapılan yatırımlar artmış, bilgisayar destekli çeviri araçlarının (Systran, Trados, Star AG vb.) kullanımı yaygınlaşmış, çeviri yönetim sistemleri (TMS) gibi yeni nesil teknolojiler çeviri sürecini de organize etmiştir. Fitili asıl ateşleyen internet teknolojilerinin ve bulut tabanlı araçların gelişmesi olmuş; gittikçe daha fazla sayıda çevirmen bu teknolojiyi daha hızlı, daha tutarlı ve daha odaklı çalışmak için kullanmaya başlamıştır. Konu hakkında çıkan haberlerin sayısı da elbette doğru orantılı olarak artış göstermiştir ama bu haberlerin içeriğinin çevirmenlik mesleğinin son bulacağı üzerine değişmesi 2006 yılında Google Çeviri hizmetinin ücretsiz şekilde sunulması ve 2009 Şubat ayında Türkçeyi de dil çiftleri arasına katmasının ardından gerçekleşmiştir. Bu tarihten sonra görülen tüm başlıklar bir Uzay Yolu bölümünden fırlamışçasına tüm dilleri anında tercüme eden bir araç kullanımı odağında çeviri yapan kulaklık, saat, gözlük hatta pandemi ile beraber dönemin ruhunu yakalar şekilde çeviri yapan maske ekseninde atılmıştır. Küresel makine çevirisi pazarının 2022 yılında 1,1 milyar ABD dolarının üzerine çıkması (Kaynak: Unbabel), dil çeviri cihazı pazarının 990 milyon ABD dolarına ulaşması ve aynı pazarda 2023 yılına kadar %10 büyüme beklenmesi (Kaynak: Global Market Insights), büyük teknoloji şirketi CEO’larının üretecekleri çipler sayesinde 5 yıl içinde dil öğrenmeye dahi gerek kalmayacağı yönünde verdiği demeçler ve yapay zekâ temelli yeni nesil dil modellerinin çeviri ihtiyacını tamamen ortadan kaldıracağına dair haberler de çevirmenler açısından endişe ile karşılanmış, özellikle çevirmenlik yolculuğunun başındaki kişilerin farklı yollar aramalarına neden olmuştur.

Resim 2 – 10.05.2020, NTV Haber – Teknoloji Haberleri

Fakat istatistikler çeviri sektörü hacminin düşeceğini değil, daha da artacağını işaret ediyor. 2022 yılında 60,68 milyar ABD doları büyüklüğünde bir pazar payına sahip olan dil endüstrisinin 10 sene içinde hacmini 96,21 milyar ABD dolarına ulaştıracağına kesin gözü ile bakılıyor. (Kaynak: Fact.MR) Bunun nedenlerini ise şu şekilde sıralayabiliriz:

1. Mütercim Tercümanlık Hizmetlerine Artan Talep: Küresel dil hizmetleri pazarının yaklaşık %40’ına hükmeden Kuzey Amerika’da ABD İşgücü İstatistikleri Bürosu tarafından, tercüman ve çevirmen istihdamının 2019’dan 2029’a kadar %20 oranında artacağının öngörülmesi ve bu artışın tüm meslek ortalamalarından daha yüksek olacağı şeklinde yorumlanması

2. Çevirmenlerin Çok Yönlü Yapısı: Disiplinler arası yapısı sebebiyle çevirmenliğin özellikle medya, dijital pazarlama ve satış gibi iletişim odaklı tüm departmanlarda ihtiyaç duyulan bir disiplin olması

3. Yerelleştirmenin Etkisi: Çeviriye yatırım yapan işletmelerin gelirlerinde 1,5 katlık bir artış gözlemlenmesi (Kaynak: Localise) ve bundan dolayı ürünlerini hâlihazırda yerelleştirmemiş şirketlerin büyük bir çoğunluğunun önümüzdeki 18 ay içinde yerelleştirmeyi planlaması

4. Çok Dilli Sosyal Medya Stratejilerinin Geliştirilmesi: Hedef müşteri kitlesinin dilini konuşarak yerel sınırlardan çıkan ve dijital dünyada uluslararası bir varlık olarak konumlanmanın kurumsal ve finansal getirilerini amaçlayan tüm firmaların en uygun maliyetli çözüm olarak bu alana yönelmeleri

5. Çevrimiçi Varlığın Genişlemesi: Müşteri memnuniyeti ve erişim alanı açısından dijital içeriklerin (web sitesi, kurumsal metinler, kullanım kılavuzları vb.) çok dilli olması gerekliliği

6. Uzaktan Eğitim Platformlarının Kullanımının Artışı: Pandemi dönemindeki zorunlu e-öğrenme platformlarının günümüzde de hayat kolaylaştırıcı özellikleri yüzünden yoğun olarak talep edilmesi ve bu uygulamaların çeviri gereksinimi

7. Global Şirketlerin Çalışma Şeklinin Değişmesi: Uzaktan çalışma sisteminin yaygınlaşması ile büyük şirketlerin dünyanın her yerinde yarattıkları istihdam ve bunun sonucu olarak işe alımdan hukuki haklara kadar çalışanların çeviri gereksinimleri

8. Sağlık Turizmi: Küresel pandemi sebebiyle medikal, eczacılık, yaşam bilimleri ve ilaç endüstrilerinde gerek yazılı gerek sözlü çeviri ihtiyacının ortaya çıkması; bu süreçte sağlık turizminin potansiyelini doğru kullanan organizasyonların çok dilli içerik üretmesi

9. Video Lokalizasyon: İçeriklerini kullanıcılara yazılı olarak pazarlamakla yetinmek istemeyen global şirketlerin video içerik yerelleştirmelerine yönelik taleplerinin arttığının gözlemlenmesi

10. E-Ticaretteki Patlama: Pandemiyle birlikte internet kullanıcıları alışverişlerini evden çıkmadan çevrimiçi olarak yapmaya başladı. Bu konuda yapılan birçok araştırmaya göre ürün veya hizmet kullanıcıları kendi dillerinde yazılmış içerikleri tercih ettiklerini belirttiler hatta %40’ı farklı dilde pazarlanan içerikleri almayacaklarını net biçimde ifade etti. Bu da web sitesi içeriklerinin (blog, ürün tanıtımı, pazarlama metni vs.) çeşitli dillere çevrilmesi veya yerelleştirilmesi ihtiyacını doğurdu.

Bütün bu bilgiler ışığında çeviri sektörü hacminin ve çevirmen istihdamının artacağını, yukarıda saydığımız uzmanlık alanlarının daha yoğun çeviri projeleri barındıracağını öngörmekteyiz. Fakat bu noktada haberlerin alt metninde yer alan bir diğer felaket senaryosuna da yanıt vermek gerekir:

Çevirmeni olmayan dil endüstrisi mümkün mü?

Kendine ait hiçbir aracı olmayan taşıma/lojistik firmaları, kendi emlakçısı olmayan taşınmaz satış siteleri, kendi oteli olmayan tatil ve turizm portalları hatta hiçbir mağazaya sahip olmayan büyük e-ticaret devlerinden bahsettiğimiz, yapay zekânın takip edemeyeceğimiz kadar büyük bir hızla tüm ticaret kollarını ele geçirdiği, kendi sektörümüzden bakarsak Avrupa’daki bağımsız dil uzmanlarının %70’inden fazlasının makine çevirisini bir dereceye kadar kullandıklarını belirttiği (Kaynak: Avrupa Komisyonu), pazarlamacıların %39’unun yerelleştirme stratejilerinde makine çevirisi kullandıklarını ve %83’ünün çevirilerinin kalitesinden emin olduklarını söylediği (Kaynak: Unbabel) bir dünyadayız. Bu noktada çeviri hacminin artışının garantilenmesi de biz çevirmenlerin içine su serpmiyor çünkü bu çevirilerin bizim tarafımızdan yapılacağından emin olamıyoruz. Elbette çevirmenlerin yok oluşundan bahsetmek mümkün değil fakat çeviri sektörünün ve çevirmenlerin konumunun kabuk değiştireceğini söyleyebiliriz ancak çok yönlü yapıları sayesinde tarihin her kesitinde olduğu gibi çevirmenlerin zamana, koşullara ve gerekliliklere en hızlı şekilde adapte olacaklarına eminiz. Yine de bir yol haritası çizmek isteyenler için ayağı yere sağlam basan öngörüler şu şekilde:

1. Dil Endüstrisindeki Aktörlerin Sayısının Artması: Çeviri işletmelerinin çeviri teknolojilerini kullanma oranlarındaki artış ile istihdam ettikleri pozisyonların sayısı doğru orantılı olarak değişmiştir. 10 sene önce dil endüstrisindeki ilanlara bakıldığında çevirmen, editör veya redaktör aranırken şu anda post editör, çeviri ve iletişim direktörü, yerelleştirme uzmanı, ICR (In Country Rewiever), pre-editör, bilişimsel dil uzmanı, proje yöneticisi, proje koordinatörü, yazılım mühendisi vb. yeni pozisyonlar ortaya çıkmıştır. Çevirmen var olan yeteneklerine yeni beceriler ekleyerek bu pozisyonlardan dilediğini hedefleyebilir.

2. Bilgisayar Destekli Çeviri Araçları Kullanmanın Bir Gereklilik Olması:

  • Yüksek hacimli projelerde çeviri sürecini kolaylaştıran
  • Verileri düzenleme olanağı sunan
  • Projeler arasındaki tutarlılığı sağlamaya yardımcı olan
  • Farklı dillerde eş zamanlı çalışmaya destek olan
  • Düzelti, redaksiyon ve LQA süreçlerini düzenleyen BDÇ araçlarının kullanımı ister proje bazlı ister kurumsal bir şirkette sürekli çalışsın tüm çevirmenler için bir zorunluluk olacaktır, şu andaki verilere bakıldığında güncel olarak tam zamanlı profesyonel çevirmenlerin %88’i en az bir BDÇ aracı kullanmakta, bunların %76’sı ise birden fazla BDÇ aracı kullanmaktadır (Kaynak: Proz). Bu doğrultuda çeviri teknolojilerindeki gelişmelerin BDÇ’lerin sundukları verimlilik, tutarlılık ve hız gibi ek faydalara yansıması ile BDÇ araçlarının kullanımının bir zorunluluk olacağı öngörülebilir.

3. Çeviri Teknolojileri ile İlgili Eğitimin Yaygınlaşması: 12UMS0274-6 referans kodu ile Mesleki Yeterlilik Kurumu tarafından yayınlanan ve 04.03.2020’de revize edilen Çevirmen Standartları’nda iş organizasyonu kısmında çeviri belleği ve bakımından bahsedilmiş, çevirmen tarafından kullanılan araç, gereç ve ekipmanlar kısmında da altyazı çevirisi programları, bilgisayar destekli çeviri araçları, görsel-işitsel metin işlemleme programları ve yazılımları belirtilmiştir. Yine 2018 yılında taslağı oluşturulan Çevirmen Yeterlilikleri Özel Alan Çevirmeni taslağında çevirmenin iş organizasyonu ve çeviri öncesi hazırlık yapma kısmında çeviri belleği ve kullanımı konusunda bilgi sahibi olması beklenmektedir. Bunu destekler biçimde bu alanda yazılan tez ve araştırmaların sayısı büyük oranda artmıştır ve daha da artacağı düşünülmektedir. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından yayınlanmış İletişim ve Medya Bağlamında Çevirmen Başvuru Kitabı’nda “çeviri ve teknoloji”ye başlı başına bir bölüm ayrılmış, çeviri teknolojileri, çeviride teknoloji kullanımı ve çeviri projeleri ile dijital çeviri kavramları incelenmiştir. Bu bilgiler ışığında çevirmenlik mesleğinin başarı ile yapılabilmesi için gerekli bilgi, beceri, tavır ve tutumların neler olduğunu gösteren bu normların Çeviribilim, Mütercim Tercümanlık ve Uygulamalı Çevirmenlik müfredatlarını şekillendireceği, çeviri teknolojileri derslerinin artacağı öngörülmektedir.

4. Makine Çevirisinin Kullanımında Artış: Makine çevirisi sektörü 2020 yılında 650 milyon ABD doları değerindeydi ve 2027 yılına kadar bu değerin 3 milyar ABD dolarına ulaşması bekleniyor (Kaynak: MI). Nöral makine çevirisinin, sürekli öğrenen yapısı ve bağlam odaklı çalışma prensibi ile insan çevirisine en benzer çıktıları oluşturması nedeniyle makine çevirisi teknolojileri içinde baskın olacağı düşünülmektedir. Fakat çıktı kalitesi mevcut uzmanlık alanlarının tümünde doğrudan kullanılabilir olmaktan uzaktır. Bu sebeple çevirmenlerin bu alanda çalışabilmek adına editörlük becerilerini geliştirmeleri tavsiye edilebilir.

Resim-3 – 01.06.2022 – Dijital Ltd Enstitü, Çeviri Teknolojileri Sunumu

5. Artırılmış Gerçeklik (AR) ve Sanal Gerçeklik (VR): Bu alandaki gelişmeler gerçek zamanlı çeviri ihtiyacını da beraberinde getirmiştir. Mobil cihazların ve VR ekipmanlarının sürekli gelişimi ile bu 2 alanın özellikle yepyeni bir gerçeklik yaratacağı ve burada işaret ve hareketlerle iletişim kurma gereksinimi sebebiyle çevirmenler için de yeni bir alan açacağı öngörülmektedir.

6. Pre ve Post Editing: Çevirmenlerin veya çeviri işletmelerinin makine çıktılarını kendi çeviri bellekleri ile eğiterek özelleştirecekleri ve post editörlüğün ön plana çıkarılarak çeviriye harcanan süre ve maliyeti düşüreceği öngörülmektedir. Burada metni makinenin en doğru şekilde işleyebilmesi için metnin makine çevirisine hazırlanması, doğru terminolojinin hedeflenmesi, peşinden de çıktının hizmet gerekliliklerine göre light post editing, full post editing süreçlerinden geçmesi gerekmektedir. Bütün bu süreçlerde de deneyimli editörlere ihtiyaç duyulmaktadır.

7. Yapay Zekânın Çok Dilli Pazarlamaya Katkısı: AI’daki büyük ilerlemeler müşteri kitlelerini kategorilere ayırmak, tüketici tercihlerine göre tahminde bulunmak ve kişiye özel kampanyaları oluşturmak için yoğun biçimde kullanılıyor. Firmalar bu yüzden otomatik çeviri programlarını sürece entegre ederek mesajlarını onlarca dilde tüketiciye anında iletebiliyorlar. Gittikçe daha fazla firmanın bu hizmetten yararlanacağı, uzun vadede yerelleştirme uzmanları, dil bilimciler ve yazılım mühendislerinin yaptığı ortak çalışmaların sayısının artacağı öngörülmektedir.

8. Kişiselleştirilmiş Proje Yönetimi: Çeviri teknolojilerinin TMS programlarına katkısı ile çeviri projelerinin ana hedefi ne ise ona odaklanmaya olanak sağlıyor. Bir yandan da kurumların ve insanların daha özelleştirilmiş ve özel deneyim arayışları artıyor. Şirketler içeriklerini yeni kitleler için yerelleştirirken anlık mesajlar veya yorumlar için doğrudan çok dilli makine çevirisinin gücünden yararlanıyor, arşivleme, analiz alma ya da raporlama içerikleri için MTPE desteği alıyor veya hedef kitleleri ile daha odaklı bir etkileşim kurmak için yaratıcı yerelleştirme ögelerinden faydalanabiliyor. Bu yeni uzmanlık alanlarındaki boşlukların da yine çevirmenler tarafından doldurulacağı düşünülmektedir.

9. Çeviri İşletmelerinin Aradıkları Kriterlerdeki Değişim: Birçok çeviri işletmesinin istihdam kriterlerini çeviri teknolojilerindeki gelişmelere göre değiştirdiğini gözlemleyebiliriz. Daha önceleri ana dilleri ve bildikleri yabancı dillerdeki seviyeleri öncelikli ve neredeyse tek ölçme ve değerlendirme aracı sayılırken şu anda en az bir BDÇ aracının özelliklerini bilmek ve kullanmak, çeviri bellekleri ve terminoloji bilgisi ile editörlük becerisi kriterlerinin de tercih sebebi sayılmakta olduğu görülmüştür.

10. Çeviri Alanındaki Uluslararası Standartların Kapsamının Artması: Güncel çeviri standart ve yeterliliklerinde çeviri teknolojisinin kullanımı bir gereklilik olarak kabul edilmekte ve kapsamı artmaktadır. Örneğin 2006 yılında yayınlanmış olan EN 15038’in kapsamı genişletilerek ISO 17100:2015’e evrilmiştir. Bunun yanında ISO 20539:2019 Translation, Interpreting and Related Technology ve ISO 18587:2017 Translation Services — Post-editing of Machine Translation Output — Requirements gibi doğrudan çeviri teknolojileri ile ilgili daha fazla standardın literatüre girmesi beklenmektedir.

11. Çeviri Teknolojisi Odaklı Gelişmeler: Akademi ile sektör arasında kurulmuş olan iş birliklerinde çeviri teknolojileri konulu atölyelerin sayısında artış; çeviri işletmelerinin dış paydaş ve sektör temsilcisi olarak aldıkları rollerde ve FEDEK (Fen, Edebiyat, Fen-Edebiyat, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakülteleri Öğretim Programları Değerlendirme ve Akreditasyon Derneği) çalışmaları kapsamında yapılan çeviri teknolojileri odaklı akademik çalışmalar ve müfredatta bu yöndeki değişiklikler, birçok üniversitenin BDÇ araçları ile iş birliği yaparak ya da doğrudan satın alma ile öğrencilerine eğitim vermesi, çeviri stajlarında çeviri teknolojileri pratiğinin öncelikli hâle gelmesi ve Eylül 2023’te Boğaziçi Üniversitesi’nde gerçekleşecek 1. Ulusal Çeviri Teknolojileri Kongresi sektörün odak noktasını vurgular niteliktedir.

Çeviri sektörünün mevcut hacminin on sene içinde en az %2,7 oranında artacağı ve sektörel değerinin 50 milyar ABD doları aşacağı düşünülmektedir. (Kaynak: Fact.MR). Bu artışta çeviri teknolojilerindeki gelişmelerin rolü çok büyüktür, çünkü  çeviri teknolojileri; süreç yönetim sistemlerindeki kapsamlı değişiklikler sayesinde proje yönetim ve koordinasyon basamaklarını; makine çevirisindeki gelişmeler sayesinde çıktı kalitesini, buna bağlı olarak düzelti ve redaksiyon aşamalarının çehresini; bilgisayar destekli çeviri araçları sayesinde çeviriye harcanan zaman, maliyet ve verimi; çevirmen standart ve yeterliliklerine etkisi ile çevirmen istihdamını ve dolaylı olarak mesleki lisans ve ön lisans eğitimini; farklı hizmet gerekliliklerine uygun özelleşmiş çözüm seçenekleri ile arz-talep dengesini şekillendirmektedir. Bunun yanında çeviriye ve yerelleştirmeye yapılan her yatırımın işletmelerin gelirlerinde artış yarattığına yönelik ölçeklendirilebilir veriler doğrudan çeviri teknolojilerine yansımaktadır. Bütün bu bilgiler ışığında dil endüstrisinde kariyer planlayan bir paydaşın çeviri teknolojileri yetkinliği edinmesinin zorunlu olduğunu belirtebiliriz.

Resim-4 – Translation Services Market, Fact.MR raporu