AB Uyum Sürecinde Çeviri

         Türkiye’nin AB üyeliği sürecindeki her aşama, Türkiye’deki çeviri                   

          sektörünü hacim, çeşitlilik ve önem açısından etkilemektedir.

Mevcut yasalarla AB yasalarının uyumu, AB’nin tüm ülkeleri için geçerli olan 100.000 sayfalık muktesabatının ticari, sosyal ve kültürel yaklaşımından doğacak her türlü aktivitenin getirmiş olduğu çeviri gereksinimi ve ihtiyaçları, çeviri sektörünü her geçen gün yeniden düşünmeye ve yapılanmaya zorladığı açıktır. Kaldı ki Türkiye’nin aday üyeliği ile üyelik arasında 31 başlıkta yapılacak olan görüşmeler iyi müzakereci olmayı öne çıkardığı kadar konu çeşitliliği ve önem dikkate alındığında iyi bir dilin, kaliteli bir çeviri ve çevirmenlik ihtıyacını da ortaya çıkardığını görmek mümkündür.

17 Aralık’taki yanlış ve eksik anlaşılan deyim ve kelimenin taraflarda yarattığı tansiyonu hep birlikte görmüş olduk. O nedenle kaliteli çeviri yapan uzman çevirmenlere bu dönemde çok iş düşeceği kesindir. Çevirinin meslek olup olmadığının hala tartışıldığı ülkemizde başarılı bir AB sürecinin yükü profesyonel çevirmenlerle profesyonel çeviri işletmelerine düşmektedir.

Bu süreç zarfında daha dikkatli ve özenli çevirilerin yapılacağına ve olabildiğince uzmanlaşmanın gelişeceğini düşünüyoruz.

Hepimiz biliyoruz ki yanlış çeviriden dolayı kullanılamayan makine ve hatalı bakımı yapılan cihazların olduğunu, yanlış ve eksik çeviri yüzünden gemilerin limanlarda beklediğini, mahkemelerin gereksiz yere daha uzun sürdüğünü, bilgilerin yeterli düzeyde meraklısına ulaştıralmadığını, hatta uluslararası krizlerin yaşandığını ve savaşların eşiğinden dönüldüğünü hepimiz biliyoruz.

Çeviride dikkat edilecek en önemli husus öncelikle iyi bir çevirmen seçimiyle başlar. Çevirmenin, gerek kaynak dil gerekse hedef dile eksiksiz vakıf olması, mutlak surette alan uzmanlığı, deneyimi, çeviri yapma yeteneğine haiz, araştırıcı ve çevirmenliği meslek olarak seçmiş bir profesyonel olmasına dikkat edilmesi gerekir. En azından bir çevirmen sorumluluğunu bilmesi ve ciddiye alması gerekir.

Çeviriyi yaparken de, çevirinin konusuna bağlı olarak, terimce araştırması yapmak, seçilen anlamların konuya uygun olup olmadığından emin olmak, çeviri bittikten sonra da terim birliği, anlaşılırlık ve bütünlükten  emin olunması gerektiğini düşünüyoruz.

AB çevirileri yapılırken kim nerede hata yaptı bilmiyorum. Ancak bir hata yapılmışsa AB mevzuat ve muktesabatı gibi çevirilerin yapılmasında iyi bir organizasyonun ehil kişiler tarafından yapılmadığı, uzman çevirmenler ve redaktörler seçilmemiş olduğu kanaatine varabiliriz. Çünkü bu çevirilerde hukuk, iktisat ve değişik alanlardaki teknik ve mesleki bilgiyi gerektiren konu bütünlüğünü yalnızca bir hukukçu, ekonomist veya teknik çevirmenin tek başına yapabileceğini düşünmek mümkün değil. Kaldı ki burada son zamanlarda “muktesabat çevirilerini hukukçular yapar” görüşünün yanlışlığına da dikkat çekmek istiyorum.

AB çevirilerinin zamanında ve beklenen kalitede yapılabilmesi için AB Genel Sekreterliği’ne bağlı bir merkez kurulmasını, derneğimizden ve derneğimizin deneyimli işletmelerinden ve çevirmenlerinden görüş alınarak bir çalışma ve uygulama programı yapılmasını öneriyorum.

AB sürecinin ve müzakerelerin başarılı geçmesinde, sektörümüzün yegane kuruluşu olan çeviri işletmeleri, çeviri okulları öğretim üyeleri, profesyonel çevirmenlerin oluşturduğu çeviri derneği olarak üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmeye hazır olduğumuzu, bu yetkililerin talep etmesi halinde gerekli olan her türlü çalışmayı ve desteği vermeye hazır olduğumuzu belirtmek isteriz.

Saygılarımızla,
Osman KAYA
Çeviri Derneği Başkan Yardımcısı