Kamuoyunu ve Paydaşları Bilgilendirme
ÇEVİRMENLER İÇİN MESLEKİ YETERLİLİKLERİN GELİŞTİRİLMESİ
SÜRECİ HAKKINDA
BİLGİLENDİRME VE KATKIYA ÇAĞRI
Birçok faaliyet alanında olduğu gibi çevirmenlik için de meslekleşme konsunda son yıllarda somut bazı adımlar atıldı. Bu çalışmaların sonucunda belli alanlarda çevirmenlerin taşıması gereken mesleki özellikler tanımlanmış, bunların nasıl ölçülebileceğine karar verilmiş ve gerek görüldüğü durumlarda yeterliliği belgelemenin nasıl yapılacağı belirlenmiş olacaktır. Bu çalışmalar başka meslek alanlarında olduğu gibi Mesleki Yeterlilik Kurumunun (MYK) şemsiyesi altında yürütülmektedir.
Çok sayıda farklı konumda paydaşın, kurumun ve kuruluşun dahil olduğu çeviri alanında bu süreçte İstanbul Üniversitesi Çeviribilim Bölümü bir koordinasyon rolü üstlenerek MYK ile 2017 Ağustosunda Çevirmen Yeterlilikleri Hazırlama Protokolü imzalamıştır. Bu süreçte İstanbul Üniversitesi koordinatör kuruluştur ve Türkiye’de çeviri alanında eğitim veren en eski 5 üniversite ve yine köklü geçmişi ve farklı alanları temsil gücü bulunan ilgili 5 sivil toplum kuruluşu bu çalışmayı eşgüdüm içinde birlikte yürütecektir. Bu kuruluşlar dışındaki eğitim kurumları ve sivil toplum kuruluşları da süreç içinde bilgilendirilecek ve en geniş katılım teşvik edilerek yeterliliklerin son halini alması yönünde hareket edilecektir.
Farklı alt alanları ve farklı paydaşları kapsayan bu çalışmalarla, çevirmenlik dünyasının gerçeklerine uygun, niteliği teşvik eden ve alan paydaşlarının beklentilerine en geniş biçimde yanıt verebilecek biçimde çevirmen yeterliliklerinin hazırlanması kuşkusuz kapsamlı ve zorlu bir süreçtir. İstanbul Üniversitesi ile yeterlilikleri hazırlamada birlikte çalıştığı ortak kuruluşlar hem kendi eleman ve üyelerini hem de ilgili alandan paydaşları bilgilendirmek ve geri bildirim almak için girişimlerde bulunuyor ve bulunacak. Tüm paydaşlarımızı ve alanla ilgili kurum ve kuruluşları da mesleki yeterlilik sistemi hakkında temel bilgileri edinmeye, süreci izlemeye ve katkı vermeye çağırıyoruz.
Paydaşların katılımını artrımak için düşünülen çalışma biçimleri içinde anketler, bilgilendirme ve görüş alma toplantıları yer almaktadır. Yeterlilik tek aşamada tamamlanmayacak, önce taslaklar hazırlanacaktır. Taslaklarının hem hazırlanma aşamasında hem de taslakların yayınlanmasından sonra bilgilendirme ve görüş alma faaliyetleri gerçekleştirilecektir. Ayrıca belli bir yeterlilik taslağı yayınlandığında MYK’nın portalında herkesin erişimine açık olacak ve MYK tarafından ilgili tüm kurum ve kuruluşlara iletilecektir. O aşamada taslak hakkında yazılı görüşler alınacak, tüm görüşler değerlendirildikten sonra son düzenlemeler yapılacak, ancak ondan sonra bir taslak MYK’nın ilgili sektör komitesinin onayına sunulacaktır.
Bu konuda bkz. https://www.myk.gov.tr/index.php/en/ulusal-yeterlilik-hazrlama-suereci
Bir yeterlilk resmi hgazetede yayınlandıktan sonra yürülüğe girer. Yeterliliğe göre sınavların yapılması için uygun nitelikte ve altyapısını hazırlamış olan kurum ve kuruluşlar başbvuruda bulunarak belgeleme kuruluşu olarak yetkiledirileceklerdir. Bunların belirlenmesi Türk Akreditasyon Kurumu (TÜRKAK) ve MYK’ın işbirliğiyle gerçekleşecektir.
Bu konuda bkz. https://www.myk.gov.tr/index.php/en/yetkilendirme
İ.Ü. koordinatörlüğünde hazırlanması öngörülen yeterlilikler şunlardır:
– Özel Alan Çevirmeni
– Konferans Çevirmeni
– Yerelleştirme Çevrimeni
– Toplum Çevirmeni
– İrtibat Çevirmeni
İşaret Dili Çevirmeni yeterliliği için daha önce MYK koordinatörlüğünde çalışan Çalışma Grubu bir taslak hazırlamış ve taslak yayınlandığı için bu aşamada protokole dahil edilmemiştir.
Üzerinde çokça tartışılan Yazın Çevirmeni ve Görsel-İşitsel Metin Çevirmeni yeterliliklerinin yazılması düşünülmemektdir. Bu alanların telif hakkıyla ilgili olduğu ve bu alanı güçlü biçimde temsil eden kuruluşlar buna ihtiyaç olmadığı görüşünü savunduğu için eşgüdüm içinde çalışan diğer kuruluşlar da bu konuda bir girişimde bulunulmaması görüşünü mevcut çerçevede desteklemişlerdir. Kuşkusuz hem hazırlanmakta olan alanlarda hem de bu aşamada yeterlilik yazılmaması düşünülen alanlarda ileride yeniden değerlendirme yapmak, koşullara göre yeni kararlar almak mümkündür. Mesleki yeterlilik sistemi de mesleğin ihtiyaçlarının ve alan paydaşlarının görüşlerinin esas alınması anlayışına dayanmaktadır.
Yeterliliklerin yazılmasında eşgüdüm ve işbölümü içinde çalışmalara dahil olan kuruluşlar şunlardır:
İstanbul Üniversitesi (Koordinatör)
Bilkent Üniversitesi
Boğaziçi Üniversitesi
Hacettepe Üniversitesi
Yıldız Teknik Üniversitesi
Çeviri Derneği
Çeviri İşletmeleri Derneği
Çevirmenler Meslek Birliği
Türkiye Konferans Tercümanları Birliği
Türkiye Yayıncılar ve Yayın Dağıtımcıları Birliği Derneği
Bu kuruluşlar aynı zamanda 2013 başında yayınlanan Çevirmen Ulusal Meslek Standardının hazırlanmasında yer almışlar ve bu kuruluşların birçok elemanı veya üyesi daha sonra MYK’nın düzenlediği yeterlilik hazırlama eğitimlerine katılarak ön hazırlık yapmışlardır. Ayrıca gerek MYK ile imzaanan protokol öncesinde gerekse sonrasında çeşitli toplantılar ve çalıştaylarda çevirmen yeterlilklerinin hazırlanma süreciyle ilgili çerçeve kararlar alınmış ve iş bölümü yapılmıştır.
Yeterlilikleri yazma grupları halen çalışmalarını sürdürmektedir. Taslakların 2018 Mayıs sonuna?? kadar hazırlanmış olması planlanmaktadır.
Paydaşlarımızın bilgisine sunar, ilgi ve katkılarının sonuç açısından önemli olacağını hatırlatırız.
Sık sorulan sorular
Yeterlilkler yürürlüğe girdikten sonra çevirmenlik yapmak için belge almak zorunlu mu olacak?
Çevirmenlik yeterlilik belgesi alabilmek için bir üniversitede çevirmenlik eğitiminden mezun olma zorunluluğu olacak mı?
Üniversitede (2 veya 4 yıllık) çevirmenlik eğitimi almış olanların diplomaları işlevsiz mi olacak?
Tüm alanlar ve düzeyler için çalışma yapılıyor mu?
Sınavları hangi kuruluşlar/kimler yapacak? Tek bir yer mi yetkili olacak?
Çalışmaların gelişimi:
Ülkemizde AB müktesebatı temelinde mesleki yeterlilkler sistemine geçişle ilgili çalışmalar Mesleki Yeterlilik Kurumunun kurulmasıyla 2009’da başladı.
MYK şemsiyesi altında çok sayıda alanda standartlar ve yeterlilkler oluşturulduktan sonra çevirmenlik mesleğinin tanımlanmasına ilişkin resmi çalışmalar da MYK’nın alan paydaşlarına yönelik çağrıyyla başlatıldı. Bu amaçla 2012 Nisanında bir Çalışma Grubu oluşturuldu. Daha önceki standart ve yeterlilikler belli bir kurum veya kuruluşu havale edilerek yürütülmüşken çevirmenlikte yeni bir yöntem olarak alanla ilgili üniversiteler ve STK’ların temsilcilerinden oluşan Çalışma Grubu oluşturuldu. Çalışma Grubu süreçle ilgili eğitm aldıktan sonra yoğun bir çalışmayla (ve alanın farklı çeviri türlerini aynı çatıda altında tanımlamak için yaşanan yoğun bir tartışma sürecinden sonra) çevirmenlik için “Ulusal Meslek Standardı” (UMS) 2013 Ocak ayında yayınlanarak yürürlüğe girdi.
Yazılı ve sözlü çeviriyi ve bunların çeşitli alt alanlarını kapsayan bu belge kısaca “UMS – Çevirmen (Seviye 6)” olarak anılıyor. Mesleğin gerektirdiği bilgi ve becerileri, tavır ve tutumları tanımlayan bu belge bir referans metindir. Bu belgeye dayalı olarak geliştirilmesi öngörülen Ulusal Mesleki Yeterlilikler (UMY), bu gerekliliklerin nasıl ölçüleceğini ve belge almak isteyen çevirmenleri değerlendirecek kuruluşların niteliklerini ve altyapılarını tanımlayacaktır.
Standart, çevirinin tüm alanlarını içine alan tek bir metin olarak çıkmıştır. Birden çok ve yeter sayıda hazırlanması öngörülen yeterliliklerin ise çeviri mesleğinin alt alanlarına göre ayrılması ve bu alt alanların özel ihtiyaçlarını karşılaması hedeflenmektedir. Örneğin “konferans tercümanı”, “işaret dili çevirmeni”, “yerelleştirme çevirmeni” gibi.
Standardın yayınlanmasının üzerinden 5 yıl geçmiş bulunuyor. Bu sürede çeviri alanında en azından öncelikli yeterliklerin çıkmış olması beklenmekteydi. MYK girişimiyle oluşturulan Çalışma Grubunun yeterliliklerin yazılması için de çalışmaya devam etmesi düşünülmekteydi. Bu amaçla iki toplantı yapıldı ve bazı çerçeve kararlar alındı (hangi alanlarda yeterlilik yazılacağı kararı en önemli adımdı). Çalışma Grubu içinde yeterlilklerin yazılmasında temsil ve işbölümü zorluklarının yanısıra MYK’nın bu faaliyetler için bütçesinin tükenmesiyle çalışmalar kesintiye uğradı.
Başlanmış olan çalışmayı ilerletmek ve yeterliliklerin çeviri alanlarının ihtiyaçlarına ve beklentilerine uygun biçimde yazılıp uygulamaya geçirilmesini hızlandırmak ve verimli hale getirmek için İstanbul Üniversitesi Çeviribilim Bölümü MYK’ya başvuruda bulunarak belirlenen yeterliliklerin yazılması için bir protokol imzalamıştır. Başvuruda İ.Ü.’nin koordinatör kuruluş olarak sorumluluk alacağı, beş ayrı üniversitenin çeviri öğretimi yapan bölümü ile alanın farklı paydaşları durumundaki beş STK’nın katılımıyla yazma çalışmalarının yürütülmesi planlanmıştır. Yazılması planlanan beş ayrı yeterlilik on kuruluşun eşgüdümü içinde ve diğer paydaşlar sürece geniş ölçüde katılması teşvik edilerek tamamlanacaktır.
ÇEVİRMEN YETERLİLİKLERİ SÜRECİNE İLİŞKİN
DÜŞÜNCELERİMİZ VE BEKLENTİLERİMİZ
Süreç neden önemli
Çevirmenlik faaliyetinin meslek olarak tanınmadığı ve yabancı dil bilmenin çoğu durumda yeterli sayıldığı bilinmektedir. Oysa farklı düzeyde, farklı alanda ve farklı nitelikte metinlerin ve içeriklerin çevrilmesinde, diller ve toplumlar arası iletişimin ihtiyaçlara uygun biçimde karşılanmasında özel bilgi ve becerilerin gerekli olduğunu, çeviri faaliyetini mesleki vukufla icra edenler ve bu alandaki bilimsel çalışmalar yeterince güçlü biçimde ortaya koymaktadır.
Belli bir durumda yeterli olmadığı halde gözü kapalı iş üstlenen çevirmenler veya karşısındaki çevirmenin neyi yapıp yapamayacağını kestiremediği halde işi ona veren iş sahipleri az rastlanan durumlar değildir. Bu belirsizliğin yanısıra işinin ehli çevirmenlerin uzmanlık birikiminin değeri de göz ardı edilebilmektedir.
Örnek vermek gerekirse, kamuda çalışan çevirmenlere çeviri uzmanlıklarına uygun statütünün verilmemesi; noter onaylı çevirilerde çevirmen seçiminin konuyla ilgisiz notere bırakılmış olması alanımızın ciddi sorunlarıdır ve ancak standart ve tanımlanmış yeterlilikler temelinde çözülebilecektir.
Bu sorunlara bir ölçüde çözüm üniversite eğitiminden gelmektedir. 1983 yılından beri ülkemizde ayrı eğitim programı olarak yürütülen çevirmenlik eğitimi (mütercim-tercümanlık veya çeviribilim adı altında) yapılıyor. Ancak üniversite diplomaları tek başına ve ortak bir temelde yeterlilik tanımlaması yapmıyor; ayrıca belli bir bölüm kendisinin tüm mezunları için aynı nitelik güvencesini veremiyor, söz gelimi yazılı-sözlü çevirinin tüm alanlarında yeterli düzeyde ayrışmış uzman eğitim verilemiyor.
Çevirmenlik gibi hassas ve ülkemizin dış dünyayla ilişkisinde ekonomik ve siyasi bakımdan önemli etkileri olan bir alanın herhangi bir düzenlemeden yoksun olması büyük bir eksiklik.
Dünyanın çeşitli ülkelerinde öteden beri, çevirmen nitelikleri için çeşitli ölçütler belirlenmiştir ve buna bağlı sınavlar uygulanmaktadır. Bu örnekler ölçme ve değerlendirmede nesnellik ve alanın farklı taleplerine hitap etmek gibi çeşitli açılardan ileri sistemler değildir. İçinde bulunduğumuz çalışmanın dayandığı Avrupa Yeterlilikler Çerçevesi ise yenilikçi bir anlayışla günümüzün ihtiyaçlarına cevap vermeyi hedefleyen ve bilgi, beceri ve yetkinlik düzeylerinin tanımlanmasına dayalı, farklı beceri düzeylerini belgelemeye olanak veren bir sistemdir. Böyle bir sistemin zorluklarını ve olası sakıncalarını da göz önünde tutarak avantajlarından yararlanma fırsatı önümüzde durmaktadır.
Kaldı ki, AB düzeyinde ve ulusal temelde alınmış olan çerçeve kararlar bakımından da bu yönde çalışmalar kaçınılmaz olarak yapılacaktır. Meslek paydaşları olarak bu sürecin doğru yönetilmesinden bizler sorumluyuz.
Nasıl bir çerçeve ve süreç
Mesleki standart ve mesleki yeterlilik birbiriyle bağlantılı, ama farklı kavramlardır.
“UMS – Çevirmen (Seviye 6)” mesleğin gerektirdiği bilgi ve becerileri, tavır ve tutumları tanımlayan bir referans metindir. Bu belgeye dayalı olarak geliştirilecek olan Ulusal Mesleki Yeterlilikler (UMY), bu gerekliliklerin nasıl ölçüleceğini ve belge almak isteyen çevirmenleri değerlendirecek kuruluşların niteliklerini ve altyapılarını tanımlayacaktır. Standart tek ve farklı alanları kapsayıcı bir metin olarak çıkmıştır. Yeterliliklerin ise ihtiyaca göre farklı alanlara dönük olarak birden fazla ve yeterli sayıda hazırlanması beklenmektedir.
Ne standart ne de yeterlilik(ler) bağlayıcı değildir; ne çevirmenler, ne de iş sahipleri ve çevirmenlerin işverenleri bunlara uymakla mükellef olmayacaktır. Bu metinler ve bağlı prosedürler, ihtiyacı karşıladığı ve ilgili paydaşlarca benimsendiği ölçüde geçerlilik kazanacaktır. Bu nedenle de ancak alanın benimseyeceği içerik ve işlevlerde hazırlanırsa anlamlıdır. Dolayısıyla ilgili mesleki ve akademik bilgiye dayalı, farklı alanların gereklerini gözeterek ve olabilecek en geniş katılımla hazırlanması, ortaya çıkacak sonuç açısından belirleyici bir husustur.
Ancak yeterliliklerden sonra istisnai alanlar için ayrıca mevzuat düzenlemesine gidilerek mesleğin icrasında, yeterliliklere göre alınan sertifikalar ön koşul haline getirilebilir; “yeminli mütercimlik” veya “yeminli tecümanlık” (yani onaylı belge çevirileri) ile kamu kurumlarında çevirmenlik gibi işler buna örnektir.
Yeterliklerin hazırlanmasında yer alan kuruluşların (MYK koordinasyonunda oluşturulan Çalışma Grubu’nda temsil edilen kuruluşlar) görevi, ihtiyaçlara uygun ve nesnel değerlendirmeye olanak tanıyan bir yapı oluşturmaktır. Yeterlilik sınavı yapma yetkisi ayrı bir süreçtir; hangi kuruluşların bunları yapacağı, AB ölçütleri ve ulusal mevzuat gereği ayrı bir akreditasyona tabidir ve burada hizmet kalitesi esastır. Bu kalite normlarının ihlal edilmesi gibi bir olumsuzluk ortaya çıkacak olursa öncelikle AB sözleşmelerine ve ulusal mevzuata ters düşülmüş olur. Meslek paydaşları olarak öyle bir durumda gerekli müdahaleleri yapmak da sorumluluğuzun parçasıdır.
Yeterliliklerin hazırlanma sürecinde gözetilmesi gerektiğini düşündüğümüz gereklilikler
– Yeterlilikler uygulanmaya başladıktan sonra da mesleğe girişin önü kapatılamaz; çevirmenliği icra edenlerin bu alanda çalışma olanağına ilkece müdahale edilmemelidir, istisnai haller (kamuda çevirmen istihdamı ve yeminli mütercimlik-tercümanlık gibi işler) ayrıca belirlenmelidir.
– Özellikle kendini zaman içinde kanıtlamış, sertifikayla belgelenmeye ihtiyaç duymayan çevirmenler için de bundan sonra belgelenme gerekeceği algısına yol açılmamalıdır.
– Bu çalışmaların, nitelikli eğitim yapan kurumların kendi ölçütlerine göre mezun vermeleri üzerinde olumsuz bir etkisi olmamalıdır. Ancak standart ve yeterlilikler sağlıklı bir biçimde saptandığında, bunun eğitim kalitesine ve müfredatlarına da şeffaflık getirerek olumlu yönde etkiler yapması beklenmektedir.
– Bugün herhangi bir üniversite diploması, iş sahipleri nezdinde bir yeterliliğin kanıtı olmadığı için, diplomalara ek olarak yeterlilik sertifikasının işlevi olabilecektir. Ancak bu da yine hizmet alan ve hizmet sağlayan taraflar arasındaki bir konudur.
– Bağlayıcı olmamakla birlikte yeterliliklerin ve buna bağlı sınavların mesleki bilgi ve beceriyi ölçmede referans nitelik kazanması hedeflenmeli, bunun da ancak şeffaflık koşullarına uymakla ve işleve uygunlukla sağlabileceği bilinmelidir.
– Hazırlanacak yeterliliklerin, kendi çevirmenini kendisi seçen ve yeterlilik belgesi talebi olmayan iş sahipleri ve işverenler için bile cazibesi olmalı, bu yeterliliklere dayalı değerlendirmeler çevirmenlerin ve iş sahiplerinin veya işverenlerin ilişkilerini kolaylaştırıcı, çeviri işleinin kalitesini yükseltici özellikte olmalıdır.
– Standart ve yeterlilikler çeviri alanında her farklı alan için aynı biçim ve ölçüde işlevsel değildir. Atılan ilk adımların sindirilerek yol alınması gerekmektedir. Torba işlem yoluna gidilerek aceleyle her alana eşzamanlı olarak birer yeterlilik yazılsın gibi bir yaklaşım kabul edilemez. Bu bağlamda hatırlatmak isteriz ki Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamına giren düşünce, edebiyat vb. metinlerde sertifika uygulaması tartışmalı bir konudur ve bu konuyla birinci dereceden ilgili kuruluşlar olarak Çevirmenler Meslek Birliği ve Yayıncılar Meslek Birliği bu alanda sertifika uygulamasına karşı olduklarını açıklamışlardır; bu görüşe saygı duyularak halihazırdaki çalışmalarda bu alanın yeterlilikler kapsamına alınmaması gerektiğini düşünmekteyiz
– Paydaşların talepleri ve alanın ihtiyacı göz ardı edilerek kendinden menkul kararlar verilmemelidir.
Yaşanılan zorluklar ve dikkat edilmesi gereken noktalar
Yukarıda sayıdığımız gereklilikleri karşılayacak bir süreç için önümüzde çeşitli zorluklar bulunuyor.
– Öncelikle mesleki yeterlilik sistemi konusunda olabildiğince çok paydaşımızın bilgilenmesi, ilgili eğitimlere, seminerlere vb. etkinliklere katılması önem taşıyor. Bu yapılırsa, yeterlilik hazırlama çalışmaları sırasında ifade edilecek görüşler, daha sonraki aşamada görüşe sunulacak olan yeterlilik taslakları üzerinde yapılacak eleştiriler ve düzeltme önerileri daha isabetli ve katkı sağlayıcı olacaktır. Süreçle ilgilenmeden genel bir kuşkuculukla yaklaşmanın yararı olmayacaktır.
– Standardın kapsadığı her alanda mutlaka ve eş zamanlı yeterlilik yazılır yaklaşımında olunmaması, sektörün ve paydaşların taleplerinin belirleyici olması konunun gereğidir.
– Yeterlilik sınavları yapacak kuruluşların niteliklerinin tanımlanmasında ve daha sonraki aşamada yetkilendirilmesinde kayırıcı ölçütlerden ve ilişkilerden uzak durulmalıdır. Bu konudaki kaygılar önemsenmeli, AB ölçütleri ve ilgili mevzuat eksiksiz uygulanmalıdır.
Vurguladığımız bu somut ve güncel noktalar, uygulanmaya çalışılan yeterlilik sisteminin temel ilkelerinin de gereğidir ve bu ilkeler ülkemizin mevzuatına da yansımış bulunmaktadır. Bizlere düşen, ilgili AB ölçütlerinin ve ülkemiz mevzuatının gereğince uygulanıp uygulanmadığını izlemek, gerekli yerde müdahale etmektir. Bunu da süreci yakından izleyerek ve yapıcı katkı vererek sağlayabileceğimiz açıktır.