
Çeviri ve Yerelleştirme Projelerinde Kullanılan İş Miktarı Birimi
Yazar: Faruk Atabeyli
Çeviri Derneği kurulduğundan bu yana ilk kez mali konularda bir tavır alarak serbest çevirmenler için “asgari birim ücret tavsiyesi”nde bulundu. Türkiye çeviri piyasasında Türkçe ile en geniş talep gören diller arasında çalışan çevirmenlere bir referans olması düşünülen ve 2023 başında açıklanan bu tavsiyenin temelindeki amaç ve belirleyici kriterler daha sonra 12 Ocak tarihli blog yazısında bu konularda azımsanmayacak birikimi olan meslektaşımız tarafından ayrıntılı açıklandı. Tavsiye boşluksuz 1000 vuruş, kelime ücreti ve saat ücreti olarak üç birim için verilmişti.
Türkiye’de çeviri projesi hacmini ölçerken iş miktarı ölçütü olarak en yaygın kullanılan “boşluksuz 1000 karakter” neredeyse artık Türkiye piyasası standardı durumunda. Buna 15 yıldan fazla bir süredir çeviri ve yerelleştirme teknolojisi araçlarının kullanılmaya başlanması, kaynak materyallerin yerelleştirilecekleri ve sürekli güncelleştirilecekleri dikkate alınarak hazırlanması gibi faktörlerin de eklenmesiyle kelime sayısı üzerinden ücretlendirme de dahil oldu.
Dünyada farklı kriterleri temel alan çok sayıda hacim/miktar/ücret belirleme yöntemi mevcut. Giderek kullanımı azalan bu yöntemleri aşağıda sadece başlıklar halinde anmak yeterli olur diyebiliriz. Şimdiye kadar karşılaştığım bazı projelerde ücret teklifinin 1000 kelime, 200 kelime, 55 vuruşluk satır, boşluklu 1800 vuruş gibi farklı birimler üzerinden istendiğini deneyimledim. Yurt dışından böylesi münferit teklif talepleri, görece küçük çeviri işletmelerine veya doğrudan çalışan serbest çevirmenlere veya yurt içi çeviri bürolarına gelebiliyor. Bu teklifleri dönüştürmenin yolları bulunsa da yeterince yaygın olmadıkları için burada ayrıntılara gerek olmadığını düşünüyorum.
Bu blog yazısında halen Türkiye piyasasındaki en yaygın yöntem olmasa da işin miktarını belirleme açısından ve bu nedenle de hak edilen ücreti olabildiğince doğru tespit etmeye yarayan kelime sayısı, daha spesifik olarak “ağırlıklı kelime sayısı” kavramını açmak ve bunun fiyatlandırmaya etkileri üzerine kişisel deneyime dayalı birikimimi paylaşmayı amaçlıyorum.
Bu yazıda kelime sayısının hesaplandığı metin türlerini net tanımlamak daha doğru olacak, çünkü “ağırlıklı kelime sayısı” hesaplama yöntemi, düşünce ve edebiyat metinleri ve gündelik kullanım metinleri için fazla bir anlam taşımıyor. Burada ele alınan hesaplama yöntemleri, genellikle teknik dokümantasyon üretiminde kullanılan belge işleme sistemleri ile hazırlanmış, çok miktarda tekrar ve benzer metin içeren, sıkça güncellenen ve güncellendikçe kısmi çeviri/yerelleştirme gerektiren materyalleri kapsıyor. Bir noktadan sonra bunlara “metin” değil “materyal” demek belki daha doğru olur. Çünkü çevirmenin harcayacağı emek sadece çeviri eylemi için olmayacaktır; yerelleştirme projelerindeki materyaller artık sadece çevrilecek metinlerden ibaret değil, metinlerin yanı sıra içinde yer aldıkları dokümantasyonu düzenleyen, yönlendiren teknik ögeler de çevirmenin doğru aktarmak için emek harcayacağı çeviri harici alanlardır. Bir çevirmen, ekranında alacağı son hali belirsiz, bağlamı verilmemiş, bütünselliği olsa bile barındırdığı yerelleştirme ögeleri nedeniyle tam anlaşılamayan 5-10 bin kelimelik başı sonu belli olmayan bir yerelleştirme projesi bulabilir. Bu noktada çevirmenin becerisi sadece dil kullanmanın ötesine geçmek zorunda.
Benim gözlemim Türkiye’deki serbest çevirmenlerin işlerin büyük çoğunluğunu doğrudan Türkiye’de faaliyet gösteren çeviri işletmelerinden aldığı yönünde. Bu işletmeler ise temel olarak projeleri iki ana kaynaktan almaktalar; bunlardan birincisi ülke içerisinde yerleşik firmalar, ikincisi ise ülke dışındaki “çoklu dil hizmetleri sağlayıcılar” (Multi Language Services Provider/MLSP) (bunlara bireysel çalışan kişileri de eklemek gerek aslında, ama bu kesim görece olarak daha dar, bu nedenle yazıda dikkate alınmadı). Kendileri küresel çapta çalışan ve yine küresel yaygınlıktaki müşterilerin materyallerini tüm dillerde yerelleştirme taahhüdü ile alan MLSP’ler daha sonra bu işleri ilgili dillerin serbest çevirmenleri veya yurt içi işletmeleri, yani “tek dil hizmet sağlayıcıları” (Single Language Services Provider/SLSP) üzerinden yerelleştiriyorlar.
Bu projelerin boyutlarını belirlerken en yaygın olarak ayrıntılandırılmış kelime hesaplama yöntemi olan “ağırlıklı kelime sayısı” kullanılmakta. “Ağırlıklı” kavramı burada önemli çünkü yukarıda da bahsedildiği gibi projeler her zaman bütünlüklü olmayabilir. Biraz açmak gerekirse, daha önce yerelleştirilmiş bir materyal bilgisayar destekli çeviri aracının (burada çeviri belleği yazılımının) belleğinde olacaktır. Daha sonra bu materyal üzerinde yapılan değişiklikleri veya benzerlikleri içeren başka bir proje geldiğinde önceden yapılan çeviri, yazılım tarafından mevcut içerik ile analiz edilip, benzeşen veya tam eşleşen bölümler yüzdeler halinde ifade edildikten sonra, çeviri için gönderildiğinde işin ödemesi, teslim süresi belli olacaktır.
Aşağıdaki Trados Studio yazılımından alınmış örnekte toplam 2274 kelimelik bir proje var. Anlaşılıyor ki bu projenin bazı bölümleri daha önceden yerelleştirilmiş (veya tamamen ilgisiz başka bir yerelleştirme projesi ile ortak metinler barındırıyor) ve çevirmenden sadece yeni veya değişen bölümleri güncellemesi isteniyor. Çeviri belleğinde bağlamı da dahil eşleşen kısmı (Context match) hiçbir müdahale gerektirmediğinden bunun için ödeme yapılmıyor. Bazı bölümler (repetitions ve %100) eşleşse de kontrole muhtaç ve çevirmenden bunlara vakit ayırıp incelemesi ve gerekirse düzeltmesi veya iyileştirmesi isteniyor ve bunun için de üçüncü sütundaki yüzde kadar ödeme yapılıyor. Takip eden yüzdeler (%95 – %99 vb.) ise benzeşme oranlarını ifade ediyor ve gerektirdikleri iş miktarı hakkında bir fikir veriyor. Hiç eşleşmeyen (new) ve çok az benzeşen (%50 – %74) bölümler sıfırdan çevrilecek. Bu örnekte çevirmene ödemede temel alınacak kelime sayısının 1711,2 ağırlıklı kelime çıktığı görülüyor. Analiz tablosunda yer alan yüzdelerin hesaplama formülleri, Bilgisayar destekli yazılımın ayarlar sekmesinde kriterlerin değiştirilmesi çok daha ayrıntılı anlatılabilir, ancak bu yazının amacı açısından sadece ana hatları vermek yeterli olacaktır.
Eşleşme yüzdesi | Kelime sayısı | Ödeme yüzdesi | Ağırlıklı kelime sayısı |
Context TM | 68 | 0% | 0 |
Rep | 225 | 10% | 22,5 |
100% | 154 | 20% | 30,8 |
95-99% | 110 | 30% | 33 |
85-94% | 105 | 50% | 52,5 |
75-84% | 99 | 60% | 59,4 |
50-74% | 356 | 100% | 356 |
New | 1157 | 100% | 1157 |
Total | 2274 | 1711,2 |
Yukarıda verilen tablodaki eşleşme oranları ile ağırlıklı kelime hesaplama ve ücretlendirme yüzdeleri, işi gönderen firmaların tercihlerine göre farklı olabilir.
Son olarak çok önemli olduğunu düşündüğüm bir not: Kendi gözlemim, bazı yurt içi çeviri işletmelerinin bu projelerdeki yüksek eşleşme yüzdeleri için yurt dışı işverenden, yani MLSP’den ödeme aldığı halde bunu serbest çevirmene yansıtmadığı şeklinde. Çevirmen camiası çok az emek gerektirdiği düşünülen bölümlerin aslında işin bir parçası olduğunu ve kendilerine ödeme yapılması gerektiğini yeri geldikçe dile getiriyor. Kısa bir örnek bu görüşün haklılığını anlatabilir.
Proje çeviri belleğinde önceden mevcut olan “ELMALARIMIZ HER ZAMAN ÇOK TAZE VE LEZİZDİR” cümlesi yeni projede “Elmalarımız her zaman çok taze ve lezizdir” olarak çıktığında %99 (veya buna yakın) görülecektir. Ancak çevirmen bu cümleyi yeni baştan, küçük harflerle yazmak zorunda ve bunun için de bir emek ortaya koymak gerekir. Dahası, çevrilecek metin tamamen aynı olabilir fakat yukarıda bahsettiğimiz dokümantasyon sisteminin ögeleri, yani etiketler, yer tutucular, resimler vb. farklı olabilir. Böyle bir durumda çevirmen metinde hiçbir değişiklik yapmasa da bu ögeleri doğru yerlere yerleştirmek için zaman harcamak zorunda kalabilir.
Bu gibi ek etkenlerin de olabileceğini unutmaksızın, kelime sayısı üzerinden hesaplanan ve ödeme yapılan yerelleştirme projelerinde çevirmene ödenen ücretin “ağırlıklı kelime sayısı” üzerinden hesaplanmasının ve çevirmenden yapması beklenen iyileştirme, kontrol, ögeleri düzenleme gibi işler için de ödeme yapılmasının en adil yöntem olduğu görüşündeyim.

Faruk Atabeyli, TED Ankara Koleji ve Boğaziçi Üniversitesi mezunudur. Bankacılık bilgi sistemleri alanında başladığı profesyonel yaşamını farklı sektörlerde sürdürdü. Sektörel metin alanında önce serbest çevirmen olarak başladığı çevirmenliği 2004 yılından itibaren tam zamanlı yapmaya başladı, ardından da işletmeci olarak, ama yine çeviri üretiminde yer alarak devam ettirdi. Yurtiçinde ve dışında firmalara çeviri, yerelleştirme, makine çevirisi ile dil ve kültürlerarası aktarım konularında danışmanlık hizmetleri, çeviribilim eğitimi veren üniversitelerde konu uzmanı olarak ders ve seminerler vermekte, toplantı ve konferanslarda konuşmacı olarak bilgi ve birikimini öğrenciler ve akademisyenlerle paylaşmaktadır. Çeviri Derneği üyesidir ve bir dönem başkanlığını yapmıştır.